23 Ocak 2011 Pazar

...

Ne güzel bir cumartesi gecesiydi yahu :)
Mutlu eden yorgunluk, ekstra bir şeye gerek yok, eğlenebildiğiniz arkadaşlarınızla bir gece. Hepsi bu.
Yargılamadan , yargılanmadan geçen saatler... Özgürlük hissi :)

Dayanamayıp açtım facebookumu yine. Ve farkettim ki o paylaşılan minik videoların bağımlısı olmuşum ben. Twitterla idare edeyim demiştim ama aynı hissi vermedi. Her seferinde düşünürken buldum kendimi. Ne yazcam ki şimdi buraya. Nedir yani özlü söz mü yazsam, az sonra tuvalete gidicem onu mu yazsam bu mudur yani? Ben cidden işin özünü kavrayamadım sanırım. Twitter özürlü bir insanım ben evet.

22 Ocak 2011 Cumartesi

başlıksız olsun bu

Sabah 9da uyandım 12 saat uyumuş bir insan olarak. Dinlenmiş olmam gerekirken alışık olmayan bünyeye tuhaf gelmiş olsa gerek, iyice yorulmuş olarak uyandım. Hastalıktan kalma öksürükler de kronikleşti galiba iyice. Ve geçmek bilmeyen bir baş ağrısı. Arkadaşım sınav öncesi 1-2 saat uyuma kararıyla uyandığım vakitte uyumaya karar verdi. Klasik bir sınav dönemi günü gibi duruyor. Bütün gün dizi izleyip öyle takıldım odada. Arada sınava gidip gelip uyudu o falan. Sevgilisi tüm gün uyudu hatta az evvel cumartesi gecesi dışarı çıkıcaz diye uyandırmayı başardık.

Final dönemi, cumartesi gecesi sorunsalı. Salı günü bir adet make-up ım var. Eh sınavdan önce 3 gün varsa bu bir fırsattır çıkıp genç olduğumuzu hatırlamak lazım.

Facebookumu kapattım bakalım ne kadar kapalı kalacak. Kapatmalıydım çünkü gördüğüm bazı şeyler canımı sıkmaya başlamıştı. Böylesi daha huzurlu. Yüzleşmek sorunlarla bazı durumlarda tarzım olmamaya başladı. Bu yeni bir durum. Kaçış insanı mı oluyorum şimdi de =) Behlül kaçardan sonra oldu bunlar haha =P
Ben yoluma bakarım, kalanlar yansın derdine hıh!
Neyse, mutluyum galiba. Böyle tuhaf bir huzur, atalet duygusu falan. Son 2-3 gece dolunay vardı dengem şaşmıştı. İyiyim iyiii..evet iyi (kendimi ikna ettim şu dakika iyi olduğuma).

Yaklaşan bir olaylar var, seziyorum. Bakalım neler olacak =D
We'll see...

21 Ocak 2011 Cuma

... Yaklaşan tatile dair ...

Bir süre olabildiğince aptal yaşamak istiyorum. Mümkün müdür?
Yeter mi? Hayır.
Bir de olabildiğine kör-sağır-dilsizmişçesine. Kalan iki sınavın sonrasında ardıma bile bakmadan geçirmek istiyorum tatil sürecini. Ailemle, sevdiklerimle, kendimi kollamak zorunda hissetmediğim ortamlarda. Koşulsuz sevdiklerimle, koşulsuzca yaşamak özlemi!..

Ayaklarımı uzatıp salonda televizyon karşısında sabahtan akşama kadar aslanların cinsel yaşamlarına odaklanmak gibi bir niyetim var. Sonra babamla oturup devleti kurtarmak ve sınır bilmeyen ütopyalarımı,distopyalarımı sunmak istiyorum ona. O da anlatır yeni öğrendiği fıkraları =) Abimle din tartışmak istiyorum ve onun beyin ameliyatlarını dinlemek. Yengemle telefonda konuşup sevgi cümleleri kurmak istiyorum. Anneannemin 'yavrum sigarayı az iç' muhabbetini dinlemek ve aynı cümleyi aynı günde 40. kez kuruşunda 'eh be canım anneannem dedin ya bunu' demek istiyorum. Teyzoşlarımla kahve içmek istiyorum, kuzenlerimle eğlenmek istiyorum. Bilardo oynamak, yaşlarımıza bakmaksızın tepişmek ortalarda, gıdıklamak=P Neler yaptıklarını dinlemek; Üniversite nasıl gidiyor, lisede hayat ne, okuma durumları nedir, karşı sınıftaki o kız nasıl kurnazmış, beden eğitimi dersinde ne olmuş vesaire. Dayımla karşılıklı iki kadeh içip, arabesk dinleyip, piyasada durum ne olmuşu tartışmak.
Ve anneciğimle, eşssiz İstanbul manzarasına karşı nargile içip dertleşmek en derininden ve mutluluk felsefeleri yapmak. Geçmişe bakmak, bugünü anlamak ve geleceği şekillendirmek.

Kitabım elimde tüm gün yataktan çıkmayıp bir solukta bitirmek istiyorum o sıraladığım romanları.

Ailemi özledim yine. Sığınağımı... Tek derdimin farkına varmadan bana kırıcı gelen bir lafın söylenmiş olmasını ve bunun artniyetsiz olduğunu bilmeyi istiyorum. Destekleriyle ayakta kalmanın güzelliğini.