4 Ekim 2012 Perşembe

Rahatlama yazısı

İnanılmaz sinirliyim şu anda. Yazmazsam rahatlayamayacağım biliyorum. Belki yayınlamam, ama yazmam lazım.

Az evvel, çok değer verdiğim ve geçmişi yalan yüklü sevdiğim bir insan yine bir yalanla yakalandı.
Ki sözü vardı bana. Gerçek ne kadar hoşuma gitmeyecek olursa olsun, hep doğruyu söylemeye sözü vardı.
İşin aslı o sözden bu yana defalarca ufak ufak yalanlar söyledi ama hep bahaneleri vardı. Yedim. Yemedim aslında ama kötü niyet yok diye geçiştirdim kendi içimde.
Birikmiş olacak ki bu defaki de aslında önemsiz bir yalan.
Normal şartlarda insanların umursamayacağı bir şey belki.
Belki yine geçiştirirdim özür dileseydi.

Ama tepki verip yalan söylüyorsun dediğimde bir de kalkıp zayıf hafızamdan yararlanarak yalan söylemediğim bir konuda beni yalan söylemiş ilan edince dayanamadım.
Evet sabırlı bir insanım, kolay kızıp kolay sakinleşiyorum.
Çoğu zaman pişman oluyorum kızgınlık tepkilerimden.
Suçlu olmadığımı düşünsem bile özür dileyebiliyorum.
Çünkü değer veriyorum karşımdaki insanla olan iletişimime.

Ağır geldi bu ufacık yalan. Kaldıramadım, kaldıramıyorum.
Sinek küçük ama mide bulandırdı bu defa.
Üstelik beni defalarca bencillikle, egoistlikle suçlayan bir insanın, benim için önemli bir dönemde böyle bir harekette bulunması ayrıca canımı sıktı.

Bir süre sadece yapmam gerekenlere odaklanmak istiyorum.
Kendime çaba harcamak istiyorum.
Öfkeliyim, soğusun istiyorum.
Kendimi sorgulamak istiyorum.
Ağlamak istiyorum çünkü enerji anlayışıma göre tüm bu yalanları insanlara olan güvensizliğimle ben çekiyorum kendime. İşin özünde yine kendimi suçluyorum anlayacağınız.

Net olmayan herşeyden nefret ediyorum.
Bana yalan söylendiğinde hakaret edilmiş gibi hissediyorum.
Ha bir insan yalan söylemiş, ha kalkıp bana küfür etmiş.

Huzur, tek beklentim bu huzur.
İnsanlara dair ise hiçbir beklentim yok, aranızdan çekiliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder