3 Mayıs 2011 Salı

Yadırgama

Bir anlam herşeyi anlamsızlaştırabilir mi? Varlığını bildiğin özümsediğin o dünya çökebilir mi aniden.

Çıktığın basamaklar kayıyor, korkunç bir sis...Girdaptan çıkmaya çalışan bir hiçlik. Karnın acıkmıyor, susamıyorsun. Sadece susuyorsun!

Sorgularsın zaman zaman inancının hiç tükenmeyeceğine inandıklarını. Çarptığın kapılar ölümdür bir başka hayatları olmayan. Kaybolursun.
Çekip gitmek istersin ıssızlıktan başka ıssızlıklara. Ve berbat film replikleri tutarsın hafızanda bir gün başarırsan gitmeyi diye. Herkesi, herşeyi ardında bıraktırır ansızın bir şey. Bir tek o önemlidir artık, sadece o vardır. Herşey flu, herşey yok. Yokluktan varlık çıkarmak mümkün mü? Sorgularsın, sorgularsın...

Beyninledir kavgan normalde uyunan saatlerde. Onlar uyurken sessiz, sükunlu ve derin cennetlerde, cehennemi yaratırsın kat ve kat iliklerinde. Yanarsın, üşürsün... Ağrıyan bir baş ile ağlamayı dahi beceremezsin gülersin sinir ile.

Derken bir yeşillikte su ateş ile buluşur. Her şey susar, tüm o karartılar. Oturur sakince önce ağlar ardından nefes almaya başlarsın. Kaybın yoktur, ellerindeki yanık izlerini saymazsak. Ve herkeslikten herkesliğe geçiş yaparsın. Sonra susarsın topluluklara konuşur gibi gözüksen de.
Bir o duyar sessizliğini, bir de sen duyarsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder