13 Aralık 2011 Salı

Bir yabancıdan kalıntılar

Bir iş başvurumun bilmem kaçıncı etabı olarak çağrıldığım ingilizce sınavındayım. Yazılı bölüm bitiyor ve konuşma kısmını yapacağımız kişiyi beklemeye başlıyorum.
Beyaz saçlı, neşeli, enerjik 50li yaşlarda... Girip selamlıyor, tanışıyoruz hemen. Anlamıyorum sınavda mıyım muhabbet mi ediyoruz. Kendisi de şaşırıyor zaten. Aslında burada sormam gereken sorular vardı ama muhabbet keyifliydi bunlara pek gerek kalmadı arık diyor. İrlanda hakkında konuşuyoruz ve tabii ki biraya bağlanıyor konu. Gezdiği gördüğü yerlerden, benim okul hayatımdan, genel-geçer sorunlardan vesaire...

O kapıdan çıktığında gülümsüyorum kendi kendime. Bir yabancının yaşama sevinci ve enerjisi bu kadar bulaşıcı olabilir. Tanımadığın bir insanla gülümseyerek ettiğin içten bir sohbet bu kadar huzur bırakabilir.

Ne zaman gülümseyen, yaşadığı andan keyif duyan bir insanla hayatın bir kaç dakikasını paylaşsam yaşama daha çok anlam geliyor. Birilerinin bir şeylerle mutlu olmasının bana faydası nedir bilmiyorum ama ben de mutlu oluyorum.

Sonra şöyle bir gidip geliyor zihnim. Bir sorunun cevabını tekrar ve tekrar buluyorum; işte bu yüzdendi diyorum. Bu yüzden!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder