7 Ekim 2011 Cuma

Bu gece

Uzun zaman olmuştu ağlamayalı bir şeylere...

Bu gece oturup, içime oturan, canımı yakan herşeye ağladım. Herşey, herkes, hepsi.

Nefes alamadığım anlar oldu, ve gülümsediğim anlar. Acı-tatlı bir sürü şey geçti beynimden, davetsiz misafirler oldu anılarımda. Kalbimi tutup, yutkundum bazen. Sonra ümit ettim. Kendi kendimi teselli ettim. Bilinmeyen hüzünlerimi kucakladım. Ve kollarımla kendimi sarıp, geçecek dedim.

Bilemedim, çareler bulamadım belki şimdiki sıkıntılara. İşte öyle anlarda, geçmişteki yaşanmışlıklara döndüm, "geçmişler, çözümlenmemiş hiçbir şey olmamış" dedim.

Ağladıkça rahatlayan insanlardan mıyım? Nefret edemeyen, çoğu zaman tepkilerini yerinde verse de en derin sızılarını sonradan yaşayan. O sızıların hepsi birleşti bugün, bir süre kendime gelemedim.

Şimdi kaldığım yerden dönebilirim hayata. O sizin sevdiğiniz gülümsemeyle, muzip çocuk halimle, her eğlenceye hazır durumda. Yıkadık bir hayatı.

Temizlendi özümüz. Yine sevgi dolu, umutlu bakabilirim.

Oysa yaşadıklarımız, yaşanacak çoğulların özütüydü belki.
Kaçmak istediklerimize doğru koşuyoruz belki.
Kimbilir?

İnsan kendisiyle yüzleşemezse eğer kimle yüzleşebilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder