10 Ocak 2012 Salı

boşlukta yürüyen ölüler


Kayıptı düşlerim...
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan her çocuk masalı gibi kopamadığım bir akışı vardı. Uçabildiğim, zamanı hiçe sayabildiğim, hüznü de mutluluğu kadar güzel bir ülke. "Neverland" in olmasa da hayal ederek türettiğimiz o çok gizli tren biletini bulmuş ve göç etmiştim sanki. Döneceğimi de biliyordum içten içe.

Bir sorun vardı biliyordum lakin kendi masalımda huzursuz olmak da ne demekti. İstemedim. Her zamankinden daha güzelse de hikaye paylaşmak, anlatmak mümkün değil. Çünkü bazı şeyler konuşulmaz, çünkü bazı şeylere kelimelerle anlamlar yüklemeye kalkışınca yitirilir anlamlar. Bir değeri yok etmekten daha büyük haksızlık varsa nedir?

Korkular, telaşlar, gerçeklik...
Ayaklarım yere basıyor, iniyorum çıktığım bulutlardan istemeye istemeye. Uyandırıyor bunlar insanı en güzel düşlerinden. Bir kaç kelime kalıyor havada asılı ve o bir kaç kelime maddeleştirip herşeyi, yıkıyor manevi dünyaları...Varsa yoksa kaos, en kendi elleirmle yarattığımdan. Tanıdık bir hüzün kahramanı anlatmıştı bunu. En çok ağrıma giden ne biliyor musun? İnsanlar geliyorlar, seni sevdiklerini sana değer verdiklerini söylüyorlar. Hayır canım aşktan meşkten söz etmiyorum aklın oralara gitmesin hemen. Hani farklı sıfatlar altında, hatta bazen sıfatsızca beraber gülüp eğlendiklerimiz, bizi en çok tanıdıklarını zannedip aslında bizden bihaber olanlar.
Onlar 5 yaşındaki bir çocuğun çizdiği resme bakıp "salak mısın yavrum çimenler mavi mi olur?" diyenler. Onlar ki ettikleri 3-5 kelime ile insanın hayal dünyasını silip süpürürler. Onlar ki kendi içlerinde severken bizi ani ya da bazen yavaş yavaş öldürürler.
Gitmelerini istemediklerimizdir onlar ama zaman zaman düş dünyamızın katili olduklarını hissedip gitseler ne olurdu diye düşündüklerimiz. Hani kan revan içinde uyanıp da, seni seviyorum dediğimiz katillerimiz.

İşte böyle doğduk biz yaşayan ölüler, böyle sevdik karanlıkları. Acıtmak ve acımaktan bihaber oluşumuz bu yüzden. Hissizleştirdiler bizi, özsüzleştirdiler ...



Biz seninle aynı anda intihar ettik diye tanrının kafa kafaya çarptığı ölülerdeniz. Bizim lanetimiz de bu; sonsuz ve sonunu görerek ölmek. 

2 yorum:

  1. Hayallerimizi öldürenler hep en sevdiklerimizdir.En yakın olsalar da en uzağa bizi gönderirler...

    YanıtlaSil
  2. Malesef :( ve en çok inandıklarımız da inançlarımız sarsıyorlar genelde.
    Yine de hayat güzel :) (evet aynı anda uç duyguları yaşayabiliyorum ) ;)

    YanıtlaSil